30 Eylül 2009 Çarşamba


Hikaye yazmaya başladım bugün.

Romana dönüşebilir. küçük bi hevesle başladım ama iyi gidiyor. Bakalım neler olucak daha.

25-30 yaşlarında istanbul'da yaşayan bir adam ve sokaktan bulup evlat edindiği bir çocukla yaşamlarını anlatıyor. İlgilenmem gereken bir kitap daha var aslında. bir çok kez okumalıyım kendime göre. =) hayatımda en çok etkilendiğim film in kitabı. ''İnto the wild''... Türkçeye Özgürlük Yolu olarak çevrilmiş ama asıl orjinali ''Yabana Doğru''. Filmini de kitabını tavsiy ederim. Beni çok etkiledi yani =). Rutin yaşamdan bambaşka bi dünya...İnsanların bilinçliliğinden, bencilliklerinden kaçan ve yaşamından bambaşka bi dünyada yaşamaya koşan bir gencin hikayesi işte.
İzmir'e gitmeliyim bu aralar. Birçok ihtiyacım var. Para sorunlarım da var. =) Ayakkabı kıyafet fln almalıyım. İnsanlar giydiğim kıyafetlere çok takıyorlar. ve yaptıkları yorumlar beni çok etkiliyo. Aslında her konuda yapılan yorumlar etkiliyor.
Görmek istediğim, özlediğim birkaç kişi var. Çok çabuk özlüyorum. Galiba bazı hayallerim için kötü bi huy :/. Neyse şimdilik yeter. :D

27 Eylül 2009 Pazar

Kalk, uyan!

Korkuyorum aslında anlatmaya.
İnsan hiç yazmaktan korkar mı?

İnsanların ismi olması bir anlamda kötü
Keşke herkesin adı Melek olsaydı.
Belki adına yakışır bir hayat yaşamaya daha çok özen gösterirdi.
Yaşadığım –iyi ya da kötü açıdan- bir şeyi güvendiğim birine anlatmak hata mı?
En büyük hata da bu ya.
Güvenmek…
Ve Anlattığım için bir süre sonra acı-çile çekmem doğru mu?
Korkuyorum bu aralar birçok kişiden ve şeyden.
Her zaman iyimser olamıyor işte insan.

Artık dostlarım apak kâğıtlar.
Onlardan hiçbir şeyi saklamıyorum.
Saklamak ta istemiyorum.
Çünkü eğer anlatamazsam içimde kalıyor ve daha çok acı çekiyorum.
Bir şeylerden kurtulmanın yolunu yazmak olarak görüyorum.

‘’Bir kere düştün mü bir daha kalkamazsın’’ felsefesini benimseyeceğim bir süreliğine.

25 Eylül 2009 Cuma

İşte…

Eric Serra’ dan ‘’ How Do You Know It's Love’’ı açtım.
Ve gözlerimi kapattım. Çok yorgundum. Biraz olsun huzuru yakalamak istiyordum. Kapattıktan bir kaç saniye sonra gözümün önüne bir çocuk geldi.
Onu aklımdan çıkarmamaya çalıştım çok tatlıydı
17 yaşlarındaydı. daha önce hiç öyle bir yüz görmemiştim ilk kez gözlerimi kapattığımda aklımda canlandı. Ama yapamadım. Bundan büyük bir zevk alıyordum ama gözlerimin önünden bir süre sonra silindi. 5 saniyeliğine âşık olmuştum. Senin sayende tanrım… O gün bütün gün boyunca o şarkıyı dinledim. Şükrettim. Belki yine gözümün önünde belirir diye o prens ama olmadı işte.
Bu da tanrının bir lütfü işte... :

Karıncalar kadar…

Karınca yuvasından şakırdayarak bana doğru gelen
yürüme sesleri duyuyorum.
O küçücük gereçleri toplamışlar ve
kendilerine bir villa yapmışlardı

Gözlerimi ilk açtığımda
sadece onları ve yaptıklarını görebilseydim,
Hayatı yaşamama bile gerek kalmazdı
mutluluğu ilk dakikadan yakalardım.

Ama olmadı işte.
Birileri istemiyor mutlu yaşamamı
Ama artık başaramayacaklar.
Sadece ben amacıma ulaşacağım.

Gereğince, sıkılmadan, özgürce yaşayacağım.
Sevdiğim yanımdayken…

Bazen yaşamayı hissedebiliriz.
Bunu tanrı nın küçük bir hediyesi olarak görüyorum.
Gözlerimiz ışıldar ya hani…
İşte o an…

Ya karıncalar…
Onlar ne olacak?
Yoksa hepsi bizim için mi var ?
Ya da her şey, tabi ki de bu yaşam, onlar…
Benim için mi her şey?
Deliresiye de olsa seni bulacağım.
Tanrım…

Bilgeliğe Varış.

Pelerinimi giyip odama çekildim.Sonlarımı yaşıyordum.
Geçen günler su gibi yavaşça akmıştı aklımdan.
Başarmıştım.
Bunu ben yapmıştım.
Kabullendirmek, geride birçok şey bırakmak, hiç olmazsa bir isim…
İnsan hayatını yaşadıklarından kazandığı tecrübeleri oluşturur.
Artık bilgeydim.
Ben de cennetteydim.
Keşkelerim hiç olmadı benim.
Belki de şansım buna biraz yardımcı oldu.
Ama ne olursa olsun ben istedim ve ben başardım.
Bu sözleri bilgeliğin verdiği güvenle söyleyebiliyorum.
Her şeyden tat almak vardır ya işte onu başarmıştım.
İnanabiliyor musunuz?
Sadece ellerinde okudukları kitaplardan bir şeyler öğrenenlerden çok daha
fazlasını yaptım.
Her türlü sokaktan geçtim,
Her türlü güvercini her türlü zeytin dalını gördüm,
Ama her türlü mermiyi ve her türlü silahı da gördüm,
Çok denedim, gerçekten denedim.
Ama sizin yaşayabildiğiniz gibi bu pisliğin içinde yaşayamadım.
Kurallar bana göre değildi,
Başkası değil kendim bile kendime kurallar koyamam ki ben.
Kendi hayatını kendin yaşamalısın.
Bağımlı olmadan, kimseye muhtaç olmadığını göstererek, arşa dokunabilecek gücün kendinde var olduğunu bilerek.


13.09.2009

Öğüt

Yardıma mı ihtiyacın var?
Asla olmayacak deme.
Sen de biliyorsun…

İnsan her zaman çaresiz kalabilir.
Bilemezsin ki.
Kimseyle tamamen bağını koparma.

Hepsiyle yaşadığın küçük de olsa bir anın vardır.
Sevmeyi asla unutma.
Sonuna kadar var ol.

Sen sevdikçe sevecekler.
Göreceksin ki sen başardıkça arkandan gelecekler.
Yeter ki iste.

Kimseyi umursama ama kimseyi de unutma!
Şevkini kıracaklar.
Bütün isteğin kaybolabilir.

Ama izin vermeyeceksin.
Sen güçsüz kalırsan onlar güçlenecek.
Unutma onlar da isteyecekler.

Bilirsin, sen hep bir numarasın.
Ama öyle kalmadığın anlar olacak.
Farkında olmayabilirsin. Dengeni kaybetme.

Salıncaktan düşersen bir daha bindirmezler.

Bir şeye nefretle öfkeyle yaklaşırsan kaybedersin.
Çünkü bu durumda olan gücünü de yitirirsin.
Kılıcı elinden düşürdüğün an bitersin.

Hayat anlık tecrübelerden ibarettir.
Ya da yaşam boyunca yaşadığımız önemli ve anlık olaylar tecrübemizi oluşturur.
Ve ileriyi görmeden asla hareket edemeyiz.

Ama fikirlerin her zaman buna bağlı kalamaz.
Elbette değişeceksin.
Ama normali bu.

Kesinlikle istemeyeceksin biliyorum.
Yine de öğren.

Tecrübe, güç, zaman, sabır, kontrol
Ve tanrı seninle olsun.

Sen.

Edalı bir ses duydum sabah.
Az pürüzlü huzur vericiydi.
Gülümsedim yüzünü görünce.
Bana bakınca gözlerim ışıldıyor.
Hep sen varsın yanımda.
Tek desteğimsin.
Senden başka kaybedecek bir şeyim yok artık.
Tek hedefimdin.
Yummadan gözlerimi hayata seninle uyumayı hep istemiştim.
Oldu. Başardım.
Başarma duygusu insana çok büyük bir zevk verir.
Her gün yeni bir şeylerin üstesinden gelmek ne kadar da hoş.

19 Eylül 2009 Cumartesi

Yaşamak...

Bırak geçmişini
Hisset sevdiklerini
Yaşa hayatını doyasıya umutla
Hep gözün güneşte olsun
Geleceğin güneşte saklı
Sevdikçe mutlusun, görebildikçe güzelsin.
Seni sınırlayanlardan kurtulabilirsen…

Unutma herkes hata yapar.
Biz insanız.
Ama hatalarımızı en aza indirebilirsek başarılıyız.

Hayatta yapacağın köklü değişiklikler için çok fazla düşünmelisin.
Yapacağın en küçük hata başarılı olmanı engeller.
Sen ki bilgesin.
Sen benimsin.
Dönüşü olmayan yolu seçmek en kolayı…
Ya gerisi gelmezse, ya yapamazsan, ya birlikte olamazsak, bir süre sonra istemezsen…
Ama biliyorum.
Sen her şeyimsin. Ben her şeyinim.
Beni yarı yolda bırakmayacağına o kadar eminim kiHemen şimdi uzaklaşmak, yaşamaya şimdiden başlamak istiyorum.
Seninle…
Ölesiye dek.
Hisset. 19.09.2009

Bazen Yaşamayı Unutuyorsunuz

Kim bilebilirdi ki
Bilmeden konuşmak, bakmadan görmek kadar zor.
Artık tüm sokaklar benim.
Ellerimle tutunuyorum sımsıkı hayata.
Zaman sadece benim üstümden akıyor.
Vedalaşmadan gittim.
Artık çok uzağım.
Arkamdan bakmanıza ihtiyacım yok.
Artık kendimle sevişebilirim.
Artık sonsuz aşkıma kavuşabilirim.
Benim için tek sonsuz olan şeye…
Kendime…
Muhtaç değilim sevginize.
Hepiniz bencillikle süslenmiş kıyafetler giyiyorsunuz.
Önyargılıyım. Ama haklıyım. Değişemeyeceksiniz.
Unutuyorsunuz yaşamayı.
Sularda kaybolarak ölmek isterim.
Otuz üçüm’ de…
Çırılçıplak, uzun saçlarım ve pis sakalımla…
Tüm karmaşıklıklardan, hepsinin düşüncelerinden kurtulmuş olarak.
Size göre değilim, bana göre değilsiniz.
Nefret kusmak bana göre değil.
Ben yaşamak istiyorum. Kan kırmızı kanımla, küçücük ellerimle ve ela gözlerimle…


14.09.2009

...

Yanlış!

Geri kalmışlıktır yobazlığınız
Hissiyatsızlığınızdır yalnız kalışınız
Bir hiçsiniz benim için.
Düşünceleriniz yok denecek kadar bitik.
Nedensiz yere tatmin olmak için yaptınız belki de o kadar katliamı.
Neden sevemediniz hayatı?
İnsansız bir yaşam mı istiyorsunuz?
Nerede güzelliğiniz?
Beyninizin en uç noktasına sıkışıp kalmış olan sevgiyi ortaya çıkarın?
İnsanları rahat bırakın.
Hayatın zevki mutluluktur.
Kim istemez mutlu olmayı!
Kim istemez herkesin eşit olduğu kimsenin kimseye zarar vermediği bir toplumda yaşamayı
İyi düşünün tek çıkar yol bu olmamalı.
Can almak size kalmadı.
Bırakın Hindistan’daki çocuk çocukluğunu yaşasın.
Bırakın Afrika’daki anne, yeni doğmuş bebeğini emzirsin.
Bırakın insanlar namaz kılsın şükretsin.
Silah tutmak güçlülük değildir.
Bu hayat hepimiz için
Bu yaşam herkes için.
Sen de sev.
Sen de ol.